Translate

24 Aralık 2011 Cumartesi

Nasıl olacak bu iş?


Ya bükemediğim eli öpeceğim ya da bitmek üzere olan enerjimle bükmeye çalışmaya devam edeceğim...
Saçımı başımı yolmamak için ben de belden aşağı vuracağım...
Ya da yenilgiyi kabul edip, uğruna savaştıklarımı benden almaya çalışana teslim edeceğim.
Gidip bükemediğim bileği öpmek çilesine katlanıp, dükkanı kapatacağım.

Nasıl olacak bu iş?

15 Aralık 2011 Perşembe

Sadece Kalpten!


2001 yılında, sıcak bizi kavururken almıştım Plan B'yi. Otobüste gidip gelirken diskman'de dinliyordum. Sadece kalptendi.

2009'da talihsiz bir birlikteliğimin son demlerinde, işe giderken arabada koyuyodum Plan B'yi. Kerem bağırıyordu, ben bağırıyordum. Ben ağlıyordum, Kerem bağırıyordu. Sadece kalptendi.

2011 yılında tekrar taktım Plan B'yi arabaya bugün işe giderken. Kerem bağırıyordu, ben bağırıyordum. Ben kahkaha atıyordum bu sefer, Kerem bağırıyordu. Sadece kalpten!

Böylece günüm mükemmel geçti.

O dönemlerde çıkmış albümlerden birçoğu benzer etkiler yapar bende, örneğin Suffer Hits. Onun hikayesi bambaşkadır. 

Bu Plan B'ninki. Eskimeyen albümlerden yalnıcaz biri. Çünkü sadece kalpten!

+ aktarmak

Bizi mutlu eden insanlar zamanla devamlı değişiyor farkında mısınız? Şu insanla ne kadar iyiyiz derken bir anda herşey alt üst oluveriyor. Çok komik. Hem de ortada hiç bir şey yokken. Eski işletim sistemleri gibi çöküveriyor :)

Yerine yenileri geliyor. Bazen var olup da sadece var olanlar, gün geliyor size + aktarmaya başlıyor. Yine gün geliyor ve o + akışı kesiliveriyor. Nedenini bulamasanız da...

Her dönemde bir ruhtan diğerine +'ların akması sürüyorsa, mutluluk var demektir.

Biri gider biri gelir, insanoğlu şaşar. Kimse mükemmel değildir ve lisede bir tarih hocamın dediği gibi ebedi dostluk ilişkileri yoktur, ebedi çıkar ilişkileri vardır. Karşılıksız seven ve verense sadece anne babadır.

Yalandan da olsa o an size + aktaran biri varsa ve sizi kandırabiliyorsa ne mutlu!

Son yıllarda gittiğim en kötü konser

Iced Earth. Evet, yıllardır beklediğim, ölmeden izlenecek gruplarımın arasında olan ve beni büyüten gruplardan olan Iced Earth konserindeydik dün.


Matt Barlow'nun olmayışı ayrı bir burukluktu da, bunu zaten konser gününden çok önceden beri kabullenmiştik. Yeni albüm güzel de değil, tamam. Yine de Iced Earth konserine gidilecek.

Gittim. Bilette yazdığı gibi 20:00'de kapılar açıldı, girdik. 21:00'de konser başlayacaktı. 21:00 oldu. 21:10 oldu tamam; 21:20, biraz geç çıkmak adettendir tamam; 21:30, 21:45, 21:50, tamam da neredesin be Iced Earth? Hani sahnede hummalı bir çalışma falan da yok, öyle şarkı dinletiliyoruz, başka bir şey yok!...

1 saat gecikmeyle, tam bas bas bağırarak en öndeki yerimi terketmek üzereyken 22:00'de sahneye çıktılar.
Çok sıradan, tekdüze bir performans sergilediler. Özellikle solo gitarist sanki son anda gruba eklenmiş gibiydi. Olduğu yerde gitarına bakarak çaldı. Sahnedeki imaj zayıftı. Bir köşede Jon, frontman edasıyla takılırken diğer köşede bas gitarist ve solo gitarist sığıntı gibi duruyorlardı.

Yeni vokalistin sesini aynı Matt gibi tonlamışlar. Gözünü kapat Matt sahnede. Ancak tabi ki o karizma, o kendine güven, o kararlı ses yok. Stu henüz harmanlanamamış Iced Earth'le tam olarak.

Ses sistemi çok kötüydü. Sanki tonemeister'ın kolu bas kanalına çarpmış da kimse farketmiyor gibiydi. Kick drumların ve bas gitarın sesi inanılmaz kötü ve yüksek geliyordu. Zaman zaman vokal ve solo gitar duyulmuyordu bile.

Şarkıları Dystopia, Burning Times, Angels Holocaust, Slave to the Dark, V, Stand Alone, When the Night Falls, Damien, Dark City, The Hunter, Anthem, Declaration Day, Days of Rage, Watching Over Me sırasıyla çalıp bis için ayrıldılar. Hayatımda gördüğüm en dandik bisti diyebilirim. Küt diye gidiverdiler, sahnenin ışıkları sanki şarkı devam ediyormuş gibi yanıp sönmeye devam ediyordu. Davulda ise zırt pırt problem çıkıyordu, gelip düzeltiyorlardı grup tekrar sahneye çıktığında ise teknisyenler hala davulla ilgilenirken, Jon bizi eğlendirmek için çeşitli hikayeler anlatmaya başladı. Davul hallolunca da bence konser için çok kötü bir seçim olan 20 dakikalık Dante's Inferno'yu çaldılar ve ardından her zamanki gibi Iced Earth ile bitirdiler.

Çok amatör gözüken bir konserdi. Yılların Iced Earth'üne yakışmadı. Sen git Atina'da yardır, altın plak falan kazan sonra gel burada demosu yeni çıkmış grup gibi konser ver.

Konser biter bitmez arkama bile bakmadan salondan çıktım. Büyük konuşmıyım ama eğer çok şahane bir seyirci olmamasına rağmen defalarca söz verdikleri gibi geri gelirlerse, bir daha Iced Earth konserine gitmem.