Translate

16 Mart 2010 Salı

Pazarcı VS reyon görevlisi

Geçen gün haberlerde gördüm. Pazarcıların bağırmaları yasaklanmış. Onlar da ürünleri bağırarak değil şarkı söyleyerek satma yoluna gitmişler. Bence çok akıllıca.
Yasağın sebebi komik: Tüketici rahatsız oluyor. Niye rahatsız olayım ki ben bağıran pazarcıdan? Pazar o şekilde bir bütün. Sessiz sakin pazar mı olur? Pazar dediğin kavga gürültü olması lazım. Lakin röportaj yaptıkları herkes de benim gibi düşünüyor.

Asıl rahatsızlık veren ne ben söyleyim mi? Asıl rahatsızlık verenler süper marketlerdeki reyon görevlileri. Hayatımda ilk kez kendim için bulaşık makinesi tozu (ya da tableti mi artık neyse) alacağım, ismi lazım olmayan bir süpermarkete gittim. Bulaşık makinesi deterjanlarının olduğu reyona gittim, fiyatlara bakıyorum. Bildiğim zaten tek bir marka var, ondan alacağım, bir kutuda kaç tablet var, fiyatlar ne alemde falan bakarken, geldi bizimki yanıma... Başladı anlatmaya, yok şöyle bir ürün çıktı yok böyle özellikleri var. Dedim ki ilgilenmiyorum. Anlatmaya devam ediyor. Susmuyor. Çünkü görevi bu, ona verilen talimat bu. Ona kızmıyorum, yanlış anlamayın. Asıl beni rahatsız eden bu. Bırak kardeşim alışverişimi yapayım ya, istersem ben bilgiyi sorarım sana.

Aynı marketten bir de diş fırçası alacağım ki diş fırçasında tutucuyumdur, kullandığım marka ve model tektir yıllardır değiştirmedim. Tam benimkinin olduğu yerin yanında rakip firmanın ürünleri ve tabi ki görevlisi duruyor. Yemin ediyorum sırf bu sıkıntıya katlanmamak için almadım diş fırçasını. Daha sonra başka bir marketten aldım.

Önce pazarları sokaklardan kaldırdılar, şimdi de pazarcıyı susturuyorlar. Pazar candır, pazarcı candır. Hatta çocukken annesiyle pazara gidip de pazarda kaybolmayan bizden değildir.

Bırakın bu işleri ya, kurcalamayın pazarın iç ahenkini...