Translate

26 Kasım 2010 Cuma

24 Kasım 2010 - Niyaz İstanbul'da

Dün akşam askerlikten önce son dakika gollerimden ilkini Niyaz konseri ile attım. Niyaz, kısaca "dünya" müzikleri icra eden muazzam bir topluluk olarak tanımlanabilir. Şimdi hikayemize geçelim.

Niyaz ile ilk tanışmam  tam 1 sene 1 ay öncesine dayanıyor. Tam 22 Ekim 2009 günü gittiğim Jülide Özçelik konseri sonrasında, sevgili Aykut'un bu yazımı okuyup "aa tesadüfe bak, biz de aynı saatlerde Taksim'deydik, Niyaz konserindeydik, çok güzeldi bizimki de" demesiyle "nedir bu Niyaz?" demem bir oldu. Tabi hemen müzikler edinildi. Dinlenildi. Aman ne güzelmiş bu Niyaz yahu denildi.

Tabi gün geçtikçe daha da sevildi. Özellikle de Beni Beni.

Ve tam o andan bir sene sonra Niyaz'ın tekrar konsere geldiğinide öğrendim. Hem de 2 gün üstüste. Hemen Aykut'u aradım, "gidiyorsun değil mi" dedim. "Gitmem mi" diye yanıtladı. İlk gün gidelim dedik.

Günü geldi, gittik. Biz girdik Babylon'a, bizden sonra da Niyaz girdi. Onlar kulise biz içeri geçtik. Bir süre sonra Aykut'lar da geldi. Ardından da Niyaz sahneye çıkıp muhteşem bir şov icra etti. Aykut'un söylediğine göre geçen konser daha iyiymiş, ayin gibiymiş. Ama beni bu bile büyülemeye yetti.

Beni Beni'yi çaldılar. Konser bittikten sonra bise gelip bir kez daha Beni Beni çaldılar. Beni benden aldılar.

Konserin ardından da inip aramıza karıştılar. Sohbet muhabbet. Çok sıcak samimi insanlar. Canan da ben de ağzımız kulaklarımızda vaziyette çıktık konser salonundan.

Son dakika gollerim sürecek. Yarın da Baba Zula'dayız.

Beni Beni'yi dinlemek ve bu esnada Niyaz'dan kareler de görmek için: