Translate

4 Kasım 2009 Çarşamba

Sevecenlik


Dün Virgin Radio'da Ayça Şen Başkan Pusu'yu dinlerken Carlos şöyle birşey söyledi, tam cümleyi hatırlamıyorum ama özü şuydu: Hayatta en değerli şeyin para, sevgi falan değil, sevecenlik olduğuna karar verilmiş. Kim karar vermiş, nedir ne değildir bilmiyorum ama bunun benim dışımdaki birinin tarafından da anlaşılması mutluluk verici.

Sevecenlik tabi ya!.. Daha önce de yazmıştım, hiç tanımadığım veya samimi olmadığım birinden güleryüzle söylenmiş bir "günaydın" veya "merhaba" hayata bağlar beni diye... Öyle değil midir? Eğer benim gibi biraz idealistseniz (veya kova burcuysanız!) insanlarla samimi oldukça, onlara ilk intiba ile yapıştırdığınız "güvenilir", "sevecen" veya daha ileri gidip "sevgili", "kardeşim!" gibi etiketler siliniyor. Onların yerini "kusurlu", "o kadar da kardeşim değilmiş" gibi etiketler alıyor.

O yüzden kimseyle yüz göz olmamakta fayda var. İlk intiba ile yapışan etiketleri seviyorsanız, bırakın öyle kalsın.

Büyü bozulmasın.

Bu söylediğim şey ünlüler için de son derece geçerli. Hatta bu ortam daha da kırılgan. Hayran olduğunuz bir ünlüyle tanışma hatta arkadaş olma fırsatı bulduğunuzda veya sadece tanıştığınız anda ufak bir ters hareketi veya lafı yüzünden o hayranlığın bir anda söndüğü oldu mu? İşte aynı şey. Etiket meselesi. Yapıştırdığınız etiketler yanlışsa bile onları öyle seviyorsanız, bırakın öyle kalsın...